ADLİ BELGE VE SAHTECİLİK İNCELEMESİ YAPTIRTMAK İÇİN MAHKEMEYE BAŞVURMANIZ GEREKLİ MİDİR?
İçinde bulunduğumuz 21.yy’ı, dijital çağ olarak adlandırsak da hepimiz biliyoruz ki işlerimizi yalnızca dijitalde halletmiyoruz yazılı belge ve imzalarımızı da hala oldukça sık kullanıyoruz.
Peki, biz neleri belge olarak nitelendiririz? Kısaca bahsetmek gerekirse bir nesneye belge diyebilmemiz için el yazısı, daktilo, bilgisayar ya da başka bir yöntem aracılığıyla ile oluşturulmuş sözel veya sayısal işaretler taşımalı diyebiliriz.
Adli belgeyi ise şöyle izah edebiliriz‘ bir hakkın doğmasına veya bir olayın kanıtlanmasına yarayan‘ belgelerdir. Adli belgenin sadece kâğıttan oluşmak gibi bir zorunluluğu yoktur; Ayna, duvar, ilaç kupürü, banknot ve diğer birçok nesne üzerindeki yazılar, imzalar ya da şekiller inceleme konusu olabilir.
Belge inceleme dediğimizde aklımıza ilk olarak el yazıları ve imzalar gelir. İlkokul sıralarında yazı yazmayı ilk öğrendiğimiz andan itibaren zaman geçtikçe yazma alışkanlıklarımız oluşur, artık yazmamız otomatikleşir ve yazılarımızda bireysel karakteristik özellikler meydana gelir. Ancak tabiki de biz yaş aldıkça yazımızda da değişiklikler oluşur. Hepimiz biliyoruz ki şu anda hiç birimizin yazısı ilkokuldaki yazımızla aynı değil. Bireylerin yaşı, duygu durumlarındaki değişiklikler, madde kullanımı, fiziksel hastalıklar, yazan kişinin vücudunun pozisyonu, kullanılan yazı yazma aracı ve zemin gibi faktörler el yazıları ve imzaları etkilemektedir.
Bir adli belge inceleme uzmanı, aidiyeti belli olmayan el yazısı veya imza ile kime ait olduğu belli olanı mukayese ederek bunların kimin eli ürünü olduğunu tespit edebilir. Burada bireysel karakteristik özellikler dolayısıyla herhangi iki kişinin el yazısı ve imzasının tamamen aynı olamayacağı mantığına dayanılır.
Mukayese belgeler ise iki türlüdür: samimi ve huzurda alınan mukayese. Samimi mukayeselerde şüpheli şahsın incelemeden bağımsız olarak, tercihen yakın tarihlerde yazdığı yazı veya imza örnekleri toplanır. Huzurda alınan mukayeselerde ise yazarı bilinmeyen metnin, içeriğini şüpheli şahsın bilmesinde bir sakınca yoksa görevli eşliğinde birebir aynısı yazdırılır ya da aynı şekilde huzurda imza attırılır.
İmza incelemeleri, aynı zamanda makine yazısı gibi çeşitli yazıların da inceleme konusunu kapsamaktadır. Farklı makinelerden çıkan her bir evrakta o makinenin imzası niteliğinde izler vardır. Dolayısıyla da adli belge inceleme uzmanının, bu izleri de mukayese ederek makineyle eşleştirmesi mümkündür.
Mukayese yapılması için ise kritik iki noktadan bahsedebiliriz. İlk olarak kime ait olduğu bilinen el yazısı veya imzada inceleme için yeterli olacak bireysel karakteristik özellikler olmalı. İkinci olarak da yeterli sayıda örnek alınmalıdır.
Bir de bu işin sahtecilik yönü bulunmaktadır. Sahtecilik dediğimizde de aklımıza orijinal bir belgenin taklit edilmesi gelir. Buna biz külli sahtecilik diyoruz. Fakat burada, taklit belgede orijinalindeki güvenlik özelliklerini göremeyiz. Yani birebir bir taklit söz konusu değildir.
Bir de orijinal belgede değişiklik ve tahrifat yapıldığını görürüz. Bunu da kısmi sahtecilik olarak adlandırıyoruz. Bunlara örnek verecek olursak, mesela orijinal belgenin sahibine benzeyen bir şahıs kendi fotoğrafını kullanarak, belgenin asıl sahibi yerine nüfus cüzdanı ya da pasaport gibi belgeleri kullanabilir.
Belge üzerinde kimyasal silme işlemi de yapılabilmektedir. Örneğin, bir nüfus cüzdanının plastik kaplaması çıkarılarak istenilen bölümler kimyasalla silinir ve tekrar plastik kaplama yapılır. Bu işlem sonucu oluşan tahrifatları UV ışık altında tespit edebilmekteyiz. Aynı zamanda da böyle bir işleme maruz kalmış belgeden bir süre kimyasal maddenin kokusunu alırsınız.
Bu silme işlemi fiziksel yolla da gerçekleşebilir. Belgeler genellikle kâğıt olduğundan dolayı, istenilen kısımdaki yazıların ince uçlu iğne ve benzeri nesnelerle silinmesi mümkün olmaktadır. Bu tahrifatları bazen çıplak gözle, bazen de gerekirse mikroskop altında görebilmekteyiz.
Sahtecilik incelemeleri kapsamında karşımıza en çok çek-senet sahtecilikleri çıkmaktadır. Bu hususta meblağ üzerinde bulunan rakamların ilkine ya da sonuncusuna rakamlar eklendiğini veya genellikle 3 rakamının 8’e, 1’in 4’e ya da 7’ye tamamlandığını görmekteyiz. Tüm bu değişiklikleri farklı dalga boylarındaki ışıklar yardımıyla tespit edebilmekteyiz.
Belgede ilgili yerlerin okunmasını önlemek amacıyla karalama ya da kapatma da yapılmaktadır. Bunu da aynı şekilde farklı dalga boylarındaki ışıklar aracılığıyla tespit edebilmekteyiz.
Bütün bu incelemeleri yaptırtabilmeniz için mahkeme kararının olması ya da mahkemeye başvurmanız gerekli değildir. Alanında yetkin adli bilimci ve akademisyenlerden oluşan servis ağı ile her türlü belge ve sahtecilik incelemelerini yaptırtabileceğiniz Kriminal Servisler’e başvurabilirsiniz.
El yazınınız ya da imzanız taklit edildiyse, imzanızın kıymetli bir evraka taşındığını/kopyalandığını düşünüyorsanız, çek/senet tarihinde ya da meblağında ekleme-çıkarma-silme gibi tahrifatlar yapıldığından şüpheleniyorsanız, kıymetli bir evrakın tamamının ya da üzerindeki mühür/kaşenin orijinalliğinden emin değilseniz; Kriminal Servisler yanınızda!
Comments